AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyeleri Nesrin Sert ile Tuğba Odabaşıoğlu, Milletvekili Hüsnüye Erdoğan’a basın toplantısında eşlik etti.

İşte Hüsnüye Erdoğan’ın basın toplantısında önce çıkan başlıklar ve ayrıntıları;

Sözlerime geçtiğimiz günlerde kayıplarıyla hepimizi kedere boğan aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anarak başlamak istiyorum. Allah şehadetlerini kabul eylesin. Şehitlerimizin aileleri başta olmak üzere tüm hemşehrilerimizin ve milletimizin başı sağ olsun diyorum. Yaralı olan kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.

Memleketimizin şanlı evlatları; Cihanbeyli’li Emniyet Müdürü Beyazıt Çeken, Kadınhanı’lı Uzman Çavuş Veli Ateş, Doğanhisar Deştiğin’li Astsubay Üst Çavuş Dursun Taştiken ve diğer şehit kardeşlerimiz bu vatana borçlarını canlarıyla ödediler. Minnettarız. Ruhları şad olsun. Umarız bir daha bu acılar tekrar yaşanmaz, analar ağlamaz, eşler kocasız yavrular babasız kalmaz.

Bu vesile ile, vatan ve milletimizin huzurunu korumaya çalışan güvenlik güçlerimize şereften yoksun bir şekilde, haince ve kalleşçe saldıran terör örgütünü de bir kez daha şiddetle lanetliyorum.

Değerli basın mensupları,

Son günlerde ülkemizde oynanmak istenen oyunun farkındayız. Türkiye'mizin, büyümekte olan ekonomisi, bağımsızlaşan dış politikası ve gıpta edilen istikrarı ile bölgesinde ve dünyada sözü geçen ve sözü dinlenen bir ülke durumuna gelmesini istemeyenlerin kurguladıkları senaryolar olduğunun bilincindeyiz.

7 Haziran’dan bugüne terör, bilinçli, kasıtlı ve planlı bir şekilde hortlatılmaya ve tırmandırılmaya çalışılmaktadır. Kökü dışarıda mahfillerin maşaları, yeşeren huzur ve kardeşlik iklimini ve yerleşen istikrarımızı bozmayı hedef almışlardır.

Bildiğiniz gibi, PKK, DHKP-C ve DAEŞ başta olmak üzere terör örgütleri Türkiye’ye eşzamanlı olarak saldırıya geçtiler. Perde gerisindeki odaklar, birbiriyle ihtilaflıymış gibi görünen bu üç örgütü birden harekete geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milletimiz, çok yönlü, çok aktörlü ve son yılların en kapsamlı saldırılarıylakarşı karşıya bırakılmaya çalışıldı.

Bu hain saldırıların birinci hedefi: demokrasimizdir, insan hakları ve özgürlüklerimizdir. Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımız, Türk demokrasisine karşı olan bu tehdide, daha ilk günden, tüm liderlere ortak bir deklarasyon çağrısı yapmıştır. Fakat başta örgütün siyasal uzantısı olanlarile bizleri terörle mücadele konusunda acziyetle suçlayanlar, çeşitli mazeretlerle buna imza atmaya yanaşmamışlardır. Aziz milletimiz buradakisamimiyetsizliği ibretle müşahede etmiştir.

İkinci hedef, Türkiye’nin kamu düzenidir. Türkiye’de bir yönetim ve hükümet boşluğunun olduğu, sokaklarında huzurunvecan güvenliğinin olmadığı gibi bir intiba verilmeyeçalışılmıştır. Bilmedikleri şudur ki; bedeli ne olursa olsun, Allah ömür verdiği sürece, omzundaki emaneti taşımak ve milletine karşı görevinin gereğini yapmak için bir dakika dahi tereddüt etmeyecek bir Başbakan ve onunla birlikte yanında dimdik yürüyen erdemli ve kararlı bir kadro vardır. Hain saldırılar karşında alınan tedbirlerden bir an dahi vazgeçmemiz, tereddüt göstermemiz söz konusu değildir. Kimse boş heveslere kapılmasın.

 Üçüncü hedef: Türkiye’nin uluslararası itibarıdır. Bölücü ve yıkıcı terörist yapılarla, devletimizi, hükümetimizi ve demokrasimizi hedef alan paralel örgütlenmelerin de desteği ile Türkiye DAEŞ’e destek veriyor gibi bir görüntü verilmek istenmiştir. Görüldü ki; Türkiye kendisine yönelen her türlü hasmane tavrı cezalandırmaya muktedirdir.

Kimse hükümetimizin bu konuda aciz kalacağını zannetmesin. Devletimiz, tüm kurumlarıyla birlikte dimdik ayaktadır. Milletimiz, kanunlar çerçevesinde,  hükümetimizin en kararlı mücadeleyi sürdüreceğinden asla şüphe duymasın. Ülkemizin geleceği, huzuru, devletimizin bekası için ne gerekiyorsa yapılacağından herkes emin olmalıdır. Bu süreçte daha birçok tuzakla ve komployla karşı karşıya kalabiliriz. Ama bizler tuzakların üstünde bir tuzak, kaderin üzerinde bir kader olduğuna inanıyoruz.

AK Parti olarak bu terör faaliyetlerini yapan örgütleri, arkalarındaki odaklar, önlerindeki maşalar kim olursa olsun bir kez daha lanetliyoruz. Sayın Başbakanımızın da dediği gibi; “biz demokratikleşme çabalarıyla ne kadar müşfiksek, hasımlarımızı gerektiğinde cezalandırma konusunda da o kadar kudretliyiz ve kudretli olmaya devam edeceğiz”.

Sözde Türkiye’nin partisi olduğunu iddia etmelerine rağmen; her gün terör ve isyana teşvik eden, sırtını terör örgütlerine dayayan ve daha teröriste terörist demekten ve terörü lanetlemekten dahi acizleri de bir kez daha uyarıyor ve TBMM’de ettiği yeminin gereğini yapmaya davet ediyoruz. Kardeş kavgasını körüklemek yerine, silahların bir daha asla çıkarılmamak üzere gömülerek barışı teşvike davet ediyoruz.

Değerli basın mensupları,

Bilindiği üzere; son genel seçimlerdepartimizin tek başına hükümet kurmasına yetecek bir meclis aritmetiği imkânı oluşmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmelerine müteakip; Sayın Başbakanımız ve Genel Başkanımız, milletimizin bu kararına da saygının bir gereği olarak, tüm samimiyeti ile,  koalisyon arayışlarına başladı.

Teröre karşı duruşundan dolayı HDP ile asla düşünülmeyen bir koalisyon için, MHP’nin de yapılan ön görüşmelerde yolları kapatan yaklaşımları nedeni ile; mecburen CHP ile başlatılan bu arayış, hem tabanların buna desteğinin olmaması, hem de ilkeler ve prensiplerde ortaya çıkan büyük farklar nedeniyle olumsuz sonuçlandı. Bu süreçte görülmüştür ki; AK Parti Türkiye’nin omurgasıdır ve Ak Parti’siz hiçbir hükümet kurulamaz.

Malumunuz üzere, bugün Sayın Başbakanımızın saat 14.00’de MHP ile tekrar bir görüşme yapacaktır. 7 Haziran akşamından beri söylemlerinde hep olmazları tekrar eden ve tabiri caizse işi yokuşa süren bir anlayış sergileyen MHP’nin devlet ve hükümet etme sorumluluğunu paylaşmadaki samimiyeti de test edilmiş olacaktır.

Bu görüşmelerden de bir sonuç alınmadığı takdirde, tekrar asıl hakem olan millete gitmekten başka bir çare de kalmamış olacaktır. Biz AK Parti olarak her zaman milletimizin hakemliğine ve sağduyusuna güvendik. Seçimleri bir zehir değil bir çare ve deva olarak gördük. Ancak bir seçim kararı alınacaksa da bu kararın Yüce Meclis’in bir kararı olması gerekir diye düşünüyoruz.

Biz AK Parti olarak her zaman milletimizin ve Konya’mızın yanında olduk ve olacağız. Milletimizin bize verdiği sorumluluklarımızın bilincinde olarak, ona hakkıyla hizmet etmeyi düstur edindik. Hiç bir zaman bu sorumluluktan kaçmadık ve bundan sonra da kaçmayacağız.

Bu vesile ile başta siz değerli basın mensubu arkadaşlarım olmak üzere tüm hemşehrilerimize saygılarımı sunuyorum. Terörün gündem olmadığı toplantılarda yeniden buluşmayı diliyorum. Hepinize katıldığınız için bir kez daha teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.