Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 Bu hafta merhum liderimiz, 54. Refahyol hükümetin Efsane Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın Huzuru Ala’ya varışının 8. seneyi devriyesindeyiz. Erbakan hocamızı anlatmak, onu kelimelere dökmek inanın çok güçtür. Duruşu ile bakışı ile yaşantısı ile davasına olan bağlılığı ile emsalsiz bir insandı. Bugün geldiğimiz bu noktada, daha düne kadar kendisine en ağır suçlamaları yapanların, bütün hayatı boyunca karşısında duranların hocamıza daha ölümünün üzerinden üç beş yıl geçmeden hakkını teslim etmeleri, şahsiyetinin ve devlet adamlığının ne denli büyük olduğunun en net göstergesidir.

 Bugün seksen milyon ülke evladı ve bir buçuk milyon İslam coğrafyası olarak, yakın zamanda ülkemizin yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerden birisi olan Erbakan Hocamızı tam manasıyla anlayamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Onun derdi bu ülkenin çağdaş uygarlık seviyesini gelmesi değil, bizatihi bu seviyesinin de üstüne çıkması idi. Ürettiği Gümüş motorlar ile bu ülkenin şeftali yerine motor üretmesini arzu ediyordu. Ağır sanayi hamlesini geliştirerek dünyanın süper güçlerinden biri olmayı hayal ediyordu. Maalesef olmadı. Çünkü ülke insanı onu yeteri kadar tanıyamadı, yeteri manada anlayamadı.

 Erbakan hocamız 27 Şubat günü Rahmana kavuştu malum. Bu tarih mühim bir tarihtir. Çünkü kendisini en çok mağdur eden 28 Şubat tarihinden bir gün öncedir. Çünkü 28 Şubat, Erbakan hocamızın nezdinde tüm milli görüş camiasının kalbinde derin bir yaradır. Ülkeyi hizmet etmeyi kendisine şiar edinmiş bir camianın üzerine tankların yürütülmesi, hele ki işçisinin, memurunun, emeklisinin, dul ve yetiminin bu denli kısa bir süre içerisinde bu denli yüzünü güldüren bir hareketin üzerine askeri baskı ve tahakkümün kurulması haktan reva mıydı? İşte en çok da bunu kabul edemedi milli görüş kadroları, en çok da bundan dolayı acı çekti. Havuz sistemi kurmanın, denk bütçe yapmanın, ek vergi ve zam koymadan zam yapmanın nesinin suç olduğuna anlam verememişlerdi. Yeni bir dünya kurmak için D-8’leri kurmanın nesinin kötü olduğunu anlayamamışlardı. Ülke insanının kendilerine sahip çıkmayışının burukluğunu her daim yaşadılar, yaşamaya devam ediyorlar.

 Başta da ifade ettiğimiz gibi, hocamızın vefatından bu yana sekiz yıl geçti. Biz kendisini çok özledik. Hala oturup saatlerce onun video kayıtlarını dinliyoruz. Hala ondan besleniyor, onun ileri görüşlülüğü sayesinde bugün önümüzü aydınlatıyoruz. Onun açtığı yolun bekçiliğini bugün bizler yapmaya çalışıyoruz. Allah ömür verdiği sürece de bu yolda yürümeye, mücadele ve mücahede etmeye gayret edeceğiz. Çünkü bu yol bizi kurtuluşa götürecek yoldur. Bu yol dünya ve ahiret saadetini getirecek yoldur. Bugün yaşanılanlara bakarak milli görüş yolunun ülke için ne kadar önemli olduğu zaten gün gibi aşikârdır.

 Vefatının 8. Seneyi devriyesi münasebetiyle merhum liderimize gani gani rahmet diliyoruz. Mekânının cennet olmasını, makamının ali olmasını niyaz ediyoruz.