Sürgündeki şiirler Beykoz Üniversitesi’nde konuşuldu

Sürgündeki şiirler Beykoz Üniversitesi’nde konuşuldu
yazdır
paylaş
yorumlar
yorum ekle
 

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bu Konu 17-Numaralı Katagoride -
Eklenme Tarihi : 2018-12-21 - 11:55 - Bu haberi 726 kişi okudu.


İranlı şair, yazar ve akademisyen Dr. Fatemeh Shams, Beykoz Üniversitesi’nde ‘Bulanıklaşan Sınırlar: Modern İran ve Afganistan Şiirinde Muğlak Alanlar’ adlı konferans verdi.

 İstanbul’un ikinci vatanı olduğunu belirten Shams, sürgündeki şairler için ev kavramlarının kendi kimlikleri gibi muğlak olduğunu söyledi. Bunun da şiirlerine dışlanma, bağlanma-bağlanamama, ait olma-olamama, hüzün-mutluluk, geri dönme, kaçma-hareket-hareketsizlik gibi zıtlıklarla yansıdığını anlattı


Alanında uzman dünyaca ünlü isimleri konuk eden Beykoz Üniversitesi’nin bu haftaki konuğu İranlı şair, yazar ve Pensilvanya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fatemeh Shams oldu. Beykoz Üniversitesi Rektörlük Yerleşkesi Konferans Salonu’nda akademisyenler ve öğrencilerle bir araya gelen Shams, ‘Bulanıklaşan Sınırlar: Modern İran ve Afganistan Şiirinde Muğlak Alanlar’ adlı konferansta İran ve Afganistan şiiri hakkında bilgiler verdi.


İstanbul büyüleyici bir şehir


2009’da İngiltere Oxford Üniversitesi’nde doktorasını yaptığı dönemde ülkesine girişi yasaklanan Shams, 2016’da ABD’ye yerleşti. Shams, “Bir kez daha dünyanın en güzel, en büyüleyici şehirlerinden biri olan İstanbul’da bulunmaktan dolayı çok mutluyum. İstanbul benim ikinci vatanım” dedi. Nazım Hikmet’in ‘Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler’ şiirinden kısa bir bölüm okuyan Shams, İran’dan “2 haftalığına” düşüncesiyle ayrıldıktan sonra 9 yıldır sürgünde yaşadığını ve bu yaşamın devam ettiğini söyledi.


Sınırlar farklı şekillerde değerlendiriliyor


Mülteci, sürgün kimliğini anlatan ve onların şiirlerinden örnekler okuyan Shams, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu şairlerin hiçbiri harita üzerinde ev diye bir yeri gösterememektedir. Çünkü buradaki ev kavramları kendi kimlikleri gibi muğlaktır. Kendi topraklarında dışlanma ve yabancılaşma, bağlanma ve bağlanmama, ait olma ve olamama, hüzün ve mutluluk, geri dönme, kaçma ve hareket, hareketsizlik bütün şiirlerde kendini ortaya koymaktadır. Bu şiirlerin hepsi bize şunu göstermektedir ki sınırlar farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Sonuç olarak bu noktada üretilen edebiyat, sınırların içinde ya da sınırların dışında olabilir ancak bunun bir geçiş ve bir şeye dönüşme çabası olduğunu anlamak gerekmektedir. Edebiyat, milliyetçi prensiplerin önüne geçebilmektedir.” 



Kaynak: Haber Merkezi Google

BENZER KONULAR


Bodrum Müzik Festivali’nde Karsu İle Senfonik Bir Akşam

Bodrum Müzik Festivali Fazıl Say ve Nil Venditti Yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası’nın Görkemli Konseriyle Başladı

M. Sinan Ümit, “Çınarlı Dürüst, Mert ve Cesur Bir İnsandı”

Gevale Kalesi Tarihe Işık Tutuyor

Gizem Dolu Bir Hikaye "Son Kamelya"

Kul Remzi Kitabını İmzaladı

Abdürreşid İbrahim Efendi ve Şair Mehmet Çınarlı

Nasreddin Hoca’yı Ayağa Düşürmeyin

TYB’de Ödüllü Kısa Film ve Belgeseller Değerlendirildi

Başkan Altay Saraybosna KOMEK Sergisinin Açılışını Yaptı

Ziyaretçi Yorumları

  • Bu Habere Henüz Yorum Eklenmemiş.
yorum ekle
İsminiz
:
E-Mailiniz
:
Yorumunuz ()
:
Güvenlik kodu
:
58450
Güvenlik kodu giriniz
:

KÜLTÜR-SANAT

İŞ DÜNYASI

TEKNOLOJİ

EĞİTİM

DÜNYA