Bilindiği üzere 01 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni “Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Karar ile Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” 18.03.2018 tarih ve 30364 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayınlandığını anımsatan JMO Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık; “söz konusu yönetmelikte özellikle mesleğimizi yakından ilgilendiren “Deprem Etkisi Altında Temel Zemini ve Temellerin Tasarımı İçin Özel Kurallar” başlığı ile verilen bölüm hakkında Odamızca tescilli serbest jeoloji mühendislik ve müşavirlik hizmetleri veren bürolarımızın bilgilendirilmesi amacıyla 6 Aralık 2018 Perşembe günü saat 17.30’da JMO hizmet binamızda bürolarımız ile bir araya geliyoruz.” dedi.

 Yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası da vurgu yapan Arık, “malumunuz deprem yönetmeliği 22 yılın ardından yenilendi ve yeni yönetmelik 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecek. Yeni yönetmelik ile yeni yapılacak, değiştirilecek ve büyütülecek tüm binaların deprem tehlikesine göre tasarlanması ve güçlendirilmesi ile ilgili koşullar belirlendi.” dedi. KOP Bölgesinde Konya Ovası gibi tamamına yakını depremin şiddetini artıran alüvyon tabanlı olan yerlerde yapılaşmaya gidilirken bu tespitin akıllardan çıkarılmaması gerektiğini dile getirdi. Deprem tehlikesinin fay ve zemin parametreleri tarafından belirlenen bir değer olduğu, bu sebeple de “İllerin deprem tehlikesi arttı veya azaldı” cümlesinin kullanılmasının yanlış olduğu,  deprem tehlikesinin sürekli var olduğu ancak yapıların bu tehlikeye karşı uygun yapılıp yapılmaması durumunun bu riskin büyüklüğünü belirlediğini söyledi.

 Mevcut yönetmelikte teknik konularda atfedilen mesleki uygulamalar Avrupa uyum çerçevesinde EUROCODE7-8 ‘e de uyum sağlamadığı görülmekte olup gelişmiş ülkelerde tercih edilmeyen bir uygulama olduğunu ifade eden Arık şöyle devam etti: “Daha önceki deprem yönetmeliklerinde zemin ve zemin parametrelerinin belirlenmesi, hesaplanması ve buna uygun güvenlik katsayılarının belirlenmesinde konunun uzmanı Jeoloji Mühendisleri görev alırken yeni yönetmelikle birlikte bu görev işin uzmanlarından alınarak farklı meslek gruplarına verilmek istenmektedir. Yeni yönetmelikte tüm yetkilerin bir meslek grubunda toplanılmaya çalışılmakta olduğundan hareketle bu durumun ileride geri dönüşü olmayacak büyük sorunlara zemin hazırlayacağı apaçık ortadadır. Tezimiz odur ki bu yönetmelik ve buna bağlı çıkarılacak diğer yönetmeliklerde her meslek grubunun kendi uzmanlık alanlarında çalıştırılması, proje üretmesi ülkemiz için en hayırlı olanıdır.”