Hz. Mevlana ve Ailesinin Konya’ya Gelişlerinin 790. yıldönümü dolayısıyla bu yıl ilk kez düzenlenen “SUFİSİN” Sufi Sinema Günleri etkinliklerine katılmak üzere Konya’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül film ve dizi sektörünü yakından ilgilendiren önemli açıklamalarda bulundu. Gül, Türkiye’yi film çekimi merkezi haline getirecek ve film turizmini destekleyecek yeni teşvik ve destek mekanizmalarının yer aldığı Sinema Kanunu tasarısının Başbakanlığa sunulduğunu söyledi.

 Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce, Hz. Mevlana ve Ailesinin Konya’ya Gelişlerinin 790. yıldönümü dolayısıyla bu yıl ilk kez “SUFİSİN” Sufi Sinema Günleri programı düzenlendi. Etkinlikler kapsamında yurt içi ve yurtdışından çok sayıda yönetmen, yapımcı, oyuncu ve sanatsever Konya’da buluştu. Festivalin açılış törenine katılmak üzere Konya’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül film ve dizi sektörünü yakından ilgilendiren önemli açıklamalarda bulundu. Kültür şehri Konya’da hoşgörü sembolü Hz. Mevlana’nın huzurunda bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Gül, sinemanın edebiyattan tiyatroya, müzikten fotoğrafa bir çok sanat dalını içinde barındıran zengin diliyle tarihe ve duygulara tatbik eden toplumsal gerçekleri kuşaktan kuşağa aktaran bir sanat olduğunu söyledi.

 Gül: ”Sufi Sinema Günleri, değerlerimizi ve kültürümüzü dünyaya duyuruyor”

Yumuşak güç olarak nitelendirilen sinemanın kitleleri etkileme noktasında büyük bir potansiyel sahibi olduğunun altını çizen Gül,  “Türk milleti ve Türk sineması olarak değerlerimizi, kültürümüzü ve ülkemizin sesini tüm dünyaya duyurmada etkin bir araç olarak kullanmanın farkına vardığımızı düşünüyorum. Bu farkındalığın en güzel örneklerinden biriside Sufi Sinema Günleridir.” dedi. Tasavvufun Horasan erenlerinden Anadolu Rumeli Alperenlerine kadar İslam’ın en özgün yaşayış biçimlerinden biri olduğunu ifade eden Gül, “Tasavvuf Anadolu’nun kültürel ve dini mozaiğinin en önemli yapı taşlarından biridir. Tasavvufun sinema eserlerine konu edilmesi ve bu alanda yapılmış filmlerin sinema günleri kapsamında izleyici ile buluşturulması kültürümüz adına sevindirici bir gelişmedir. Sinema bir sanat dalının olmasının yanında kitleleri peşinden sürükleyen etkili bir iletişim tanıtım ve eğitim aracıdır. Tasavvufun sinema aracılıyla anlatılması ve tanıtılması onun daha geniş kitlelere daha kısa ve etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlayacaktır. Dileğimiz nitelikli olmak kaydıyla genel sinema festivallerinin yanı sıra Sufi Sinema Günleri gibi belirli etkinliklerin sayısının artmasıdır. Bu tür etkinlikler bu alana özgü çalışmaların gelişmesini, niteliğinin artmasını ve çoğalmasını doğrudan etkileyecektir. dedi.

 ‘Sinema filmlerine destek 190 Milyon Dolar’ı aştı’

Konuşmasında Türk sinema ve dizi sektörüne değinen Gül, “Türk sinema sektörü son yıllarda büyük gelişme kat etmiş başarılarla sürmeye devam etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türk film endüstrisini uluslararası alanda üst seviyeye çıkarmaya görev sayıyor ve sinema sanatının gelişmesine büyük önem veriyoruz. Sinema sektörüne olan desteğimizin yanında film festivallerine de uzun yıllardır devam eden desteğimiz önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Sinema sektörü gerek üretim gerekse nitelik bazında yaşanan büyük bir gelişme ve değişimin arkasından önemli bir itici güç olarak bakanlığımızın desteklerinin bulunduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Türkiye’de sinema filmlerine Bakanlığımızca verilen destekler son 15 yılda 36 kat artarak 190 Milyon doları aştı. Ülkemizde 2002 yılında üretilen yerli film sayısı 9 iken 2017 yılında bu sayı 148’e çıkmıştır. Yerli film izleyici sayısı ise 2002 yılında sadece 2 Milyon iken 2017 yılında 40 Milyonu aşmıştır. Son altı yılda Türkiye, Avrupa da yerli film izlenme oranında Avrupa birincisidir. Filmlerimizin yanı sıra dizilerimizde büyük bir başarıya imza atmıştır. 140 ülkede Türk dizileri izlenmektedir. ABD’den sonra dizi piyasasında ikinci sırada yer almaktayız. Türk dizileri büyük bir endüstri haline gelmiş durumda, yıllık ihracat hacmi 350 Milyon doları aşmıştır.” dedi.

 ‘Sinema Kanunu tasarısı Başbakanlığa sunuldu’

Müsteşar Yardımcısı Gül, sinema sektöründe yaşanan gelişimin sürdürülebilmesi amacıyla eser sayısı niteliğinde artış yaratacak eserlerin daha fazla seyirciye ulaşmasını sağlayacak. Bunun yanında Türkiye’yi film çekimi merkezi haline getirecek ve film turizmi destekleyecek olan yeni teşvik ve destek mekanizmalarını içeren Sinema Kanunu tasarısının Başbakanlığa sunulduğunu, her yönüyle hazır olan tasarının önümüzdeki dönem itibariyle kısa sürede yasalaşacağını da umut ettiklerini söyledi. Gül son olarak,  Sufi sinema etkinliğinin Mevlana şehri Konya’ya yakıştığını söyleyerek, bu fikre öncülük edenlere, destek veren kişi ve kurumlara,  eserleriyle değer katan sanatçılara teşekkür ederek, Sufi Sinema Günleri’nin geleneksel hale gelmesini hatta bir dünya markası olması temennisinde bulundu.