Rekabet Politikasının Uluslararası Rekabette Rolü konulu programın başında Rekabet Kurumu hakkında bilgi veren Torlak; “21. yüzyıl bilgi toplumunun bir adım daha ötesine geçen ama öyle bir yüzyıl ki, bir sınır koymadığınızda yıkıcı inovasyon olarak isimlendirilen sonunun nereye varabileceğini bilemediğimiz ve nihayetinde aslında iyilik gibi başlayıp insanlığın geleceği adına tehdit oluşturabilecek sonuçlar üreten inovasyonların kamu politikalarıyla bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Dolayısıyla tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de rekabet politikasına ihtiyacı var.” dedi

Türkiye Olarak Rekabet Gücünü Arttırmalıyız

Ülkelerin rekabet gücünü artıracak politikalar üretme çabası içinde olduğunu söyleyen Torlak, soğuk savaşın bitmesiyle beraber kaynaklara göre sonsuz büyüme tezinin yerini uluslararası rekabete bıraktığını anlattı. Torlak; “Biz de Türkiye olarak rekabet gücümüzü arttırmalıyız. Rekabetçi bir pozisyon kazanmak hatta bir aşama daha ileri gidip mazlumların umudu olmak için kazanmalıyız. Son yıllarda yaşadığımız olayları biliyoruz. Dünyanın bu kadar geliştiği bir düzende kimyasal silahların fütursuzca kullanıldığı ve hala insanların öldürülebildiğini görebiliyoruz. Dolayısıyla rekabetçi açıdan güçlü olmak zorundayız.” diye konuştu.

2023 Vizyonu İçin Yıllık Yüzde 4,5- 5 Civarında Bir Büyüme Gerekli

2023 vizyonundaki kişi başına milli gelir hedefine ulaşabilmek için yıllık ortalama yüzde 4,5- 5 civarında bir büyüme gerektiğini söyleyen Torlak, şu andaki durumun da bizim için yeterli olmadığını kaydetti.

Rekabet edenin yalnızca firmalar olmadığının ülkelerin de rekabet ettiğinin altını çizen Torlak, kalkınma tartışmalarının hangi çizgide ilerlediğine de değindi. Gelişmiş ülkelerde belli şirketlerin aşırı büyümesine dikkat çeken Torlak, kalkınmanın ne kadar karmaşık bir olgu olduğu konusunda da bilgi verdi.

“Dönem dönem ortaya çıkan eşitsizlikler ve ekonomik krizlere rağmen niçin neoliberal politikalar devam ediyor?” diye soran Torlak şunları söyledi: “Dünya artık bu politikalardan vazgeçmiyor. Büyüme ve kalkınma teorilerinden çıkan bir mesaj varsa eğer o da kapitalizmin tek bir modelinin olmadığıdır. Kapitalizmin kendini yeni durumlara hızlı bir şekilde adapte ediyor. Tarih içerisinde kapitalizmin değişik versiyonlarından bahsediyoruz.”

Ülkelerin rekabetçiliğini belirleyen unsurun teknolojik gelişme olduğunu kaydeden Torlak,  teknolojik asgari gerekliliği halletmeksizin rekabet edilemeyeceğini ifade etti. Torlak şöyle devam etti: “ABD’nin bu kadar teknolojik ilerlemeye rağmen istenilen inovatif zamanında olmadığını görüyoruz. Buradan şunu çıkarıyoruz evet teknoloji bir gereklilik ama yeterli olmayabilir. Her teknolojik gelişme inovatif olarak kullanılamayabilir. İnovatif olarak kullanmak ayrı bir beceri gerektirir.”