Bugünkü dünya siyasetinde yaşanan gelişmelerin, Avrupa'daki çözülmelerin ve değişimlerin masaya yatırıldığı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki “Medeniyet Tarihi” söyleşinde konuşan Prof. Dr. Teoman Duralı, "Devrimi oluşturanların bir önceki dönemi kötülemesi önemli ölçüde psikolojiktir." İfadelerini kullandı. 

 “BÜYÜK DEVLETLERİN ÇÖKMESİ GEMİLERİN BATMASINA BENZER”

Prof. Dr. Duralı, katıldığı söyleşide Avrupa Tarihi'nin başlangıcını anlattı. "Avrupa'nın tarihi resmen Roma'nın çöküşü ile başlıyor. M.S. 476'da Roma'nın çöküşü olağanüstü bir fırtına koparmıştır." diyen Prof. Dr. Duralı, "Büyük devletlerin çökmesini gemilerin batmasına benzetirim. Gemi batarken olağanüstü bir anafor meydana gelir ve ne varsa içine çeker. Roma, Osmanlı Devleti ve en yakın zamanlı Sovyet Birliği'nin çökmesi böyle bir anafora neden olmuştur. Bugün Balkanlar, Güneybatı Asya hâlâ oturmamışsa ve büyük bir kargaşanın içindeyse bunun başta gelen sebebi Osmanlı Devleti'nin çöküşüdür. Bu etki devam edeceğe benziyor." şeklinde konuştu.

 “TANZİMATLA ÇOK YANLIŞ TERCİHTE BULUNDUK”

Prof. Dr. Duralı, sözlerine şöyle devam etti: "Roma'nın çöküşü aşağı yukarı 300 yıl etkisini hissettirmiştir. Bu dönem karanlık çağ olarak nitelenir. 19. Yüzyıl Avrupalı tarih filozofları bütün Ortaçağ'a karanlık demişlerdir. Çünkü Ortaçağ Hıristiyan medeniyetine karşı bir başkaldırı meydana gelmiş ve 1500'lerden itibaren bir isyan bayrağı çekilmiştir."

"Devrimler devirdiklerini alabildiğine kötülerler. Yeni ortaya çıkan din dışı Avrupa medeniyeti de selefi Ortaçağ Hıristiyan Avrupa medeniyetini yerden yere çalmıştır." hatırlatmasında bulunan Prof. Teoman Duralı, "O devrimi oluşturanların bir önceki dönemi kötülemesi önemli ölçüde psikolojiktir. Daha sonraki devrimlerde de benzerini yaşadık. Fransız devriminde iş başına gelen yeni nesil cumhuriyetçiler kendilerinden önce yönetimdeki eski hükümdarlık düzenini yerden yere vurmuşlardır. Rusya'da meydana gelen 1917 Devrimi'nde her şeyi iptal etmişlerdir. Çarlık Rusya'sında döşenmiş demir yollarını bile sökmüşlerdir." dedi.

 "Bizde de taklit hevesi olduğundan ilericilere, çağdaşçılara kulak verdiğinizde ‘Ortaçağ kötüdür, karanlıktır, cehalettir.’ Cevabını alırsınız. Oysa bizimle hiçbir ilgisi olmayan ve bizim dışımızda cereyan etmiş bir olaydır. Ama bizde de batıcılar, din dışı Avrupa medeniyetinin kurucu babalarının laflarını tekrarlarlar ne dediklerini bilmeden." şeklinde konuşan Prof. Dr. Duralı, bu sorunlu bakışın neticesinde de Avrupa Tarihinin seyrini doğru okumadığımızdan Tanzimat'la birlikte çok yanlış tercihte bulunduğumuzu söyledi.