Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti) İl Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa Özkaya ile Osman Vasfi Dikilitaş’ın eşlik ettiği basın toplantısında AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez, ülke ve Konya gündemini ele aldı.

 İşte Etyemez’in basın toplantısından önemli başlıklar ve ayrıntıları;

 Yeni Eğitim – Öğretim Dönemi’nin Başlaması…

 2016 – 2017 Eğitim – Öğretim Dönemi bugün 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmenimizle başladı. Ben öncelikle öğrenci ve öğretmenlerimize yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki süreç içerisinde hükümetimiz çok önemli iki karar aldı. Birincisi ikili eğitim sistemi kalkıyor yerine tekli eğitim sistem geliyor. Konya’da 108 okulda ikili eğitim yapılıyor. Yine anaokulları zorunlu hale geliyor.

 Eğitim Sisteminin ana omurgasını oluşturan müfredat konusunda hükümetimiz bazı yeni çalışmalar yaptı. Milli Eğitim Bakanlığımız, bir ay boyunca açılan yeni sistemle 53 dersin müfredatı internet sitesi üzerinden tartışmaya açıldı.

 Yeni Müfredat ve Eleştiriler…

 Tabi sık sık müfredat değişiyor diye bazı eleştiriler geliyor. Ben bir eğitimci olduğum için rahatça söyleyebiliri ki bu haksız bir eleştiridir. Zira müfredat canlı bir organizma gibi olmalı ve sürekli değişim içinde olmalı. Çünkü bilgi sürekli değişiyor, güncelleniyor. Bunun böyle olduğu bir müfredatı güncellemezseniz çağın gerisinde kalırsınız. Bir başka haksız eleştiri de Atatürkçülüğün kaldırılmasıdır. Her konuyu her tartışmayı Atatürkçülüğe bağlamak doğru değil. Yine Evrim Teorisi’ne dair eleştiriler de başka bir konu. Bu bir teoridir ve bilimsel bir gerçeklik değildir. Bunu öğrencilere bir bilgi olarak verilmesinde sakınca yoktur. Ancak bunu bir dünya görüşü olarak sunmak doğru değil. Dolayısıyla bizler de bunu müfredata koyma gibi bir zorunluluğumuz olamaz.

 Anayasa Teklifi ve Süreçte Yaşananlar

 Yeni anayasa değişikliği şu anda ülkemizin en önemli gündemi. Değişiklik diyoruz çünkü maalesef anayasamızı tamamen yenileyemedik. Özellikle ana muhalefet partisinin bu süreçte bu değişime kapalılığı ve uzlaşmaya yanaşmaması, ülkemizi daha ileriye taşıma konusundaki çabamızı sonuçsuz bıraktı.

 Partimiz de Meclis’te grubu bulunan MHP ile birlikte hazırladığımız 21 maddelik çalışma, 316 milletvekilimizin imzası ile TBMM’ye geldi. Anayasa Komisyonu’nda 9 gün, 7 gün genel kurul 1. Turda 3 gün de 2. Turda görüşülerek oylandı ve milletimize sunuldu.

Bu süreçte ciddi tartışmalar yaşandı. Ama şunu gördük ki ülkenin ana muhalefet partisi olma sorumluluğunu taşıması gereken CHP, böyle önemli bir süreçte katkı sağlamak yerine toptan pakete karşı çıkarak engelleme çalışmalarına ağırlık verdi. Oysa CHP’ye oy verenler Meclis’teki çalışmalara katkı sağlasın diye beklediler. Ana muhalefet partisine yakışmayan milletvekilliğine yakışmayan birtakım engellemeler – burun kırmalar, ayak ısırmalar, kendini kelepçelemeler – yaparak süreci baltalamaya çalıştılar.

          Anayasa Değişikliğinde Neler Var?

 TBMM Genel Kurul’unda 18 madde olarak kabul edilen bu değişiklikle cumhuriyetin halka açıldığı ve milletin doğrudan hükümet ettiği bir sistem geliyor. Bu hükümet sistemi ile devlet ile halk arasında doğrudan bir bağ oluşuyor. Kriz zamanlarında hızlı çözüm geliyor.

           Seçilme yaşının 18’e düşürülmesi…

 Milletvekilliği seçilme yaşı 25’ten 18’e düşüyor. Bu konuda muhalefetin eleştirilerine de değinmek istiyorum. Burada gençlerin daha etkin olması ve gençlerimize sorumluluk verilmesi son derece önemli. Siz seçebilirsiniz dediğiniz insanlara seçilemezsiniz dediğiniz zaman onların haklarını sınırlamış oluyorsunuz. Elbette her 18 yaşındaki vatandaşımız milletvekili olmayacak. Ama böyle bir hakkın verilmiş olması ve bu hakkın verilmiş olması önemli.

         Milletvekili sayısının 600’e çıkması…

 Yine yeni değişiklikle TBMM’deki milletvekili sayısı, 550’den 600’e çıkarılıyor. Bu sayede milletimizin daha kapsamlı temsili söz konusu olacak. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘50 milletvekilinin artması ile devlete ek yük binecek’ diyor. Ama Kılıçdaroğlu’nun vatandaşın temsil görevinin öneminden çok getireceği yükü düşünmek yerine kendi partisindeki vekilinin TBMM’ye yüklediği milyonluk faturayı düşünmesi daha önemli bence. Allahtan ki TBMM’de büyük çoğunluk CHP’de değil yoksa yük daha da korkunç olacaktı.

        Rejim Değişikliği Tartışmaları…

 Kesinlikle bir rejim değişikliği söz konusu değildir. Bu tamamıyla bir hükümet sistemi değişikliğidir. Neden? Çünkü anayasamızın ilk 4 maddesi yürürlüktedir. Onlara dokunulmamaktadır. İste hukukçu ister sosyolog isterse siyasetçi veya milletin gözünden bakın, rejimin değiştiğine dair en ufak bir emare bulunmamaktadır. CHP pakete toptan karşı olduğu ve içeriğini değerlendirme gibi bir zahmete girmediği için böyle bir söylem tutturmuş.

         Sorumlu Cumhurbaşkanlığı

 Eskiden emekli paşalar gelirdi paşa paşa otururlardı. Sonra sivil irade ile siyasetçiler geldi. Sonra Ahmet Necdet Sezer geldi o da kafasına göre hareket etti. PKK’lıları affetmek ve ülkeyi ekonomik darboğaza sokmaktan başka bir şey yapmadı. Kısacası hiçbir sorumlulukları yoktu. Hiçbir sorumluluğu olmayan birinin tarafsızlığı olsa ne yazar ki çoğu da tarafsız da değildi. Ama bu sistemle cumhurbaşkanının sorumluluğu olacak. 5 yılda bir seçilecek ve halka sorumlu olacak. Hem yargıya, hem bakanlar kurulu hem de halka sorumlu olacak. Yine yargıya özellikle de yüce divana karşı sorumlu olacak. Yani Meclis de hem denetim anlamında, hem yasama anlamında hem de Cumhurbaşkanının sorumluluklarının denetimi konusunda çok daha etkin olacak.

         Partili Cumhurbaşkanlığı

 Yeni dönemde partili cumhurbaşkanlığı sistemi geliyor. Bir insan cumhurbaşkanı olduğunda her kese her vatandaşına eşit mesafede ve temsilde olması gerekiyor. Ama partisi ile ilişkisi var, tarafsız davranamaz şeklindeki yaklaşım, doğru değil. Geçmişte de CHP, İsmet İnönü’yü kongrede oturtmuştur. Mesele güven meselesidir.

         Cumhurbaşkanı’nın Kararnameleri

 Yeni dönemde Cumhurbaşkanı’nın kararnameleri hükümet kararları ile ilgili olacak. Cumhurbaşkanı, temel hak ve özgürlükler, siyasi partilerle ilgili ve kanunların ortaya koyduğu konularda kesinlikle kararname çıkaramayacak. Çıkmış kanunlar varsa da burada da kararname değil kanunun hükmü geçerli olacak. Çıkarılacak kararnameler de hem Meclis hem de Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabi olacak onun için sorumsuz ve hesapsız kararname çıkarma yetkisi eleştirileri de doğru değil.

         Bütçe Çıkarma Yetkisi

 Yine bir başka husus, bütçe hazırlama ve sunma yetkisi Cumhurbaşkanında ama o bütçeyi kabul etme Meclis’in yetkisi ve denetiminde olacak.

         Askeri Mahkemeler Kalkıyor

 Yargıda bir sivilleşme söz konusu olacak. Askeri yargı ortadan kaldırılıyor. Savaş hali askeri yargılama olacak. Yine HSYK’nın yapısı HSK şeklinde düzenleniyor. Bugüne kadarki seçim sisteminin getirdiği olumsuzluklar da kalkıyor. Üyelerin 4’ü Cumhurbaşkanı 7’si TBMM’den olacak. Burada da halkın önemsendiği bir sistem oluşuyor. Yine tüm hakları kısıtlayan sıkıyönetim kalkıyor, OHAL ise kalıyor.