Cody Keenan, Ben Rhodes ve Jon Favreau. En Büyüğü 1977, en küçüğü ise 1981 doğumlu. Obama, ilk kez Başkan seçildiğinde yemin töreninde yaptığı konuşmanın metnini hazırlayan ve o zamanlar 27 yaşında olan Jon Favreau için “Düşüncelerimi Okuyan Adam” ifadesini kullanmıştı.

 İletişimin en önemli yapı taşı konuşmadır. Hayatımız boyunca ihtiyaçlarımızı giderebilmek, sosyalleşmek, sıkıntılarımızdan kurtulmak, kendimizi ifade etmek ve bazen de kişileri etkilemek yada ikna etmek için konuşmak zorunda kalırız. Konuşma ne kadar yüksek seviyeli, bilgiye dayalı ve ikna edici olursa, kişiye katkıları da o oranda fazla olur. Konuşma metnini önceden yazmak hem fikirlerinizi belli bir düzen içinde görmenize, hem de bir ön kontrol sürecine olanak tanır. Etkili bir konuşma metni yazmak için stratejik açıdan dikkatlice düşünmek gerekir. Bir konuşmayı planlamak savaşa gitmeden önce komutanların strateji kurmalarına benzetilebilir. İyi bir konuşma metni; açılış, ana metin ve kapanış olmak üzere üç bölümden oluşmalıdır. Açılış; dinleyici kitlesinin dikkatini ilk anda yakalamanıza olanak sağlayan ana fikir ya da temanızın girişinin yapılacağı ve konuşmanızın geri kalanında neleri tartışacağınızın bilgisini vermelidir. Ana Metin; birçok fikrinizin ve anahtar noktalarınızın tartışıldığı, belli bir düzen içinde sunulduğu, konunun anlamını oluşturduğunuz ve etkili biçimde sunulan bölüm olmalıdır. Kapanış; anlattıklarınızın, anahtar noktalarınızın ve fikirlerinizin kısa bir gözden geçirilmesini de içeren ve sonuç fikrini kapsayan bölüm olmalıdır. Bir konuşmanın dinlenip dinlenmeyeceğinin kararının ilk üç dakikada verildiğini düşünürsek sağlam ve etkili bir açılışın yanında, dikkat çeken ve merak uyandıran bir açılış hazırlanmalı ve tüm bunların tamamlayıcısı olarak da bedel dili dediğimiz vücut hareketleri ve mimikler kullanılmalıdır.

 Başkan Obama’nın 07 Nisan 2009’da TBMM’de yaptığı konuşmasından bir bölüm: “Türkiye nazik, hassas, önemli bir ülke. Türkiye Avrupa’nın önemli bir parçası, Türkiye ve ABD, günümüzün sorunlarına, tehditlerine, tehlikelerine karşı yan yana olmalı, birlikte çalışmalı. Türkiye’nin büyüklüğü, işlerin, ilişkilerin, olayların, her şeyin merkezinde olabilme yeteneğinden kaynaklanıyor. Burası, Doğu ve Batının ayrıldığı, bölündüğü yer değil; tam tersine birleştiği yer. Türkiye’nin büyüklüğü kültürünüzün güzelliğinden kaynaklanıyor; tarihinizin zenginliğinden kaynaklanıyor; demokrasinizin gücünden kaynaklanıyor; gelecek umutlarınızdan kaynaklanıyor.”