İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MADDELER YOK

Göksu deltası tarımsal açıdan ayrı bir mikro klima özelliğine sahip olduğunu belirten Özcan,  ‘’Gerek Bozkır gerekse Ermenek kollarının oluştuğu yerde meyve ve sebze çeşitlerinin büyük çoğunluğu yetişmektedir. Günümüzde doğallığa karşı artan bir ilginin olması, bu havzanın önemini biraz daha artırmaktadır. Çünkü bu havzanın hem sanayi hem de ana arter karayollarından uzakta olması yetiştirilen ürünlerde insan sağlığını tehdit eden pestisitlerden, ağır metallerden ve sanayi atıklardan bulaşma olmamaktadır.’’ dedi.

 DAHA SAĞLIKLI ÜRÜN

 Göksu Nehri’nin önenme dikkat çeken Özcan, şunları söyledi:

Göksu deltası, gerek organik ürün üretimi gerekse bu ürünlerin işlenerek tüketiciye daha sağlıklı ürünlerin oluşturulması için ideal bir havza oluşturmaktadır. Göksu nehrinin doğduğu yerden başlayarak Mersin’in Mut ilçesine kadar olan havzada kısmı bir Akdeniz ikliminin olması ve buralarda Akdeniz meyve ve sebzelerinin yetişmesi, buranın önemini bir kez daha artırmaktadır.’’

 YENİ İŞ KOLLARI

 Tarımsal zenginliğin yeni iş kollarının artmasında da etkili olacağını ifade eden Özcan, ‘’Göksu deltasında, nar, zeytin, incir, yerfıstığı gibi bitkilerin yetişmesi, Akdeniz iklimine ne derece uygun olduğunu da göstermektedir.  Bu havzada yetiştirilen tarımsal ürünlerin taze olarak tüketilmesinin yanı sıra, doğal ortamlarda kurutularak, kuru gıda olarak da tüketicilere ulaştırılması aynı zamanda bu lokasyonlarda yaşayanlara yeni iş kollarının açılmasına da neden olacaktır. Kuru ürün ve konsantre ürün üretme teknolojilerinin buralarda tesis edilerek hem hammaddeye ulaşmanın kolaylığı, hem lojistiği minimuma indirmesi ve en önemlisi de doğal ürün üreterek katma değer yaratması söz konusudur. Dolayısıyla bu havzada yetişen ürünler dikkate alınarak bu ve benzeri tesislerin buralarda inşa edilerek, burada yaşayanlara yeni iş kolları oluşturulmuş olacaktır.’’ diye konuştu.