Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, Ermenekli Şair Mehmet Çınarlı vefatının 20.yılında anıldı.

Şair Mehmet Çınarlı’nın şiirleri ile hayatını anlatan ve hatıralarına yer veren Konya Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit, “1925’de Ermenek’te doğdu. İlkokulu doğduğu şehirde, ortaokulu Konya Lisesi’nde okuduktan sonra Antalya Lisesi’ni ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Bir süre Maliye Bakanlığı’nda maliye kontrol genel müdür yardımcılığı görevini yürüttü. Bu sırada kazandığı bursla Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. 1964’te Maliye Tetkik Kurulu üyeliğine getirildi. 1967’de Sayıştay, 1981’de Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi. 1990’da emekli oldu. Beyninde oluşan bir rahatsızlık sebebiyle 17 Ağustos 1999’da Ankara’da vefat etti ve Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi” dedi.

 “Dergiler Hür Tefekkürün Kalesidir”

İlk sayısı 16 Mart 1950’de yayınlanan Hisar dergisinin 1980’e kadar çıktığını söyleyen Mustafa Sinan Ümit, şair Çınarlı’nın “Onlar” şiirini okuyarak “30 yıl dergi çıkartmak kolay bir iş değil. Bu açıdan Çınarlı bir kahraman. Yavuz Bülent Bakiler, “Ben Hisar’da yetiştim” diyor. Sevinç Çokum hanım da öyle diyor. Mehmet Kaplan ve Cemil Meriç de bu dergiye yazı gönderiyor. “Dergiler hür tefekkürün kalesidir” vecizesi Cemil Meriç’e ait. Eskiden dergiler okuldu. Çınarlı’nın bazı şiirleri Fransızcaya, Almancaya ve Azerî diline tercüme ediliyor” dedi.

Sezai Karakoç’un “Mona Roza” şiirinin ilk defa Hisar’da çıktığını ifade eden Ümit, “Şiirin kıta başlıklarındaki harfleri okuyunca ortaya mülkiyede âşık olduğu kızın adı “Muazzez Akkaya’m” çıkıyor. Konya’ya geldiğinde kendisine sormuştum. Çınarlı, şiir uzun olunca üçe bölelim dedim. Karakoç buna karşı çıkarak “ya bütün olarak yayınlanır ya değilse geri çekerim” şeklinde karşı çıktığını bana söylemişti. Beyaz Türk Muazzez Akkaya pinpon oynuyormuş. Sezai Karakoç da ona bakarak o şiiri yazıyormuş. Mona Roza’yı okuyorsak Hisar sayesinde oluyor bu” dedi.

 “Dergisi Olacağına Metresi Olsaydı!”

İl Halk Kütüphanesinde gerçekleştirilen sohbette Mehmet Çınarlı’dan kendisine gönderilen mektubu da gösteren Ümit, Çınarlı’nın Konya’da kendisine anlattığı ve not aldığı bir hatırayı da şöyle paylaştı: Sayıştay hanımları kendi aralarında konuşuyorlar. Hanımın biri, “Bizim herifin dostu var. Öbür bayan diyor ki, bizimkinin kesin var. Öbür bayan diyor ki, bizim beyin hem Ankara’da hem İstanbul’da dostu var. Bu arada İngilizce öğretmeni olan Çınarlı’nın eşi Nuran Hanımdan ses çıkmıyor. Sonraları ona Nuran Hanım sizin bey? Diye cevap beklerler. Nuran hanım: Bizim beyin Hisar’ı var. Devamlı eve getirir. Keşke dergisi olacağına metresi olsaydı da eve getirmeseydi.”

 “Çınarlı Mert, Cesur ve Dürüst Bir İnsandı”

Sayıştay üyesi olduğu 1967’de Sayıştay üyelerinin, kendisinin dergi çıkarıp çıkarmayacağına dair üç saat bunu tartışarak bir karara vardıklarını da hatırlatan Ümit, edebiyat dergisi olması dolayısıyla çıkartılması yönünde karar çıktığını belirtti. Anayasa Mahkemesi üyesi olduğu yıllarda gündeme gelen ve Özal’ın çıkardığı üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan kanunu iptal etmek için Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu dile getiren Ümit, Yekta Güngör Özden’in başkanı olduğu Anayasa Mahkemesi üyelerinin, aralarında Ahmet Necdet Sezer’in de bulunduğu 10 üyenin yasak kararı aldığını, sadece Mehmet Çınarlı’nın dört sayfalık muhalefet şerhi yazarak başörtüsü yasağına karşı çıktığını ve 1990’da Resmi Gazete’de yayımlanan o şerhin bir kısmında “Başın örtülmesi veya açılması devletin temel düzeniyle değil, kişinin temel inancıyla ilgilidir” sözlerinin yer aldığını hatırlatarak “Mehmet Çınarlı mert, dürüst, cesur ve kahraman bir adamdı. Vefatının 20. Yılında kendisini rahmetle yâd ediyoruz. Nur içinde yatsın.” şeklinde sözlerine son verdi.