Postnişin Mustafa Holat, Mevlevilik Kültürü ve ‘Sema’yı Anlattı
Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Türbeönü Buluşmaları” programını katılan Postnişin Mustafa Holat, Mevlevilik kültürü, Mevlevilikte Sema nedir ve Sema’nın nasıl yapıldığı hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.
Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce, Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma etkinlikleri kapsamında bu yıl ikincisi düzenlenen “Türbeönü Buluşmaları” Konya’ya gelen yerli ve yabancı vatandaşlardan oldukça ilgi görüyor. Çadır sohbetleri programına katılan Postnişin Mustafa Holat, ‘Mevlevilik kültürü, Mevlevilikte Sema nedir ve Sema nasıl yapılır’ hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.
‘KONYA’DA İLK SEMA ÖĞRENİN KİŞİ’
Konuşmasına, Sema yapmaya ilk nasıl başladığı ile ilgili bilgiler vererek başlayan Holat, Babası Hüseyin Holat’ın son Mesnevihan Sıtkı Dede’nin talebesi olması sebebiyle evde ve çevresinde Mevlevi etkisinde büyüdüğünü ifade ederek şunları kaydetti: “Hz. Mevlana’yı anma programları ilk zamanlar anma konuşmaları, şiirler ve musiki gibi etkinlikler çerçevesinde yapılıyordu. 1958 yılına kadar bu törenlerde sema ayinleri düzenlenmedi. Bu yıldan sonra programlar başka illerden gelen mutribler ve semazenlerin de katılımıyla Sema Ayinleri eşliğinde yapılmaya başlandı. 1959 yılında gerçekleştirilen bu programları izledikten sonra babama “Bende sema edeceğim” diye ısrarda buldum. Bu istek ve şevk üzerine babam beni, tekkeler kapatılmadan önce Dergâh adabını gören kimselerden olan Ali Karadağ’a götürdü. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Konya’da ilk sema öğrenen kişiler olduk. Mevlevi usul ve adabınca sema talim ettikten sonra, babamın götürdüğü ev sohbetleri ve zikirlerde sema yaptım. 1961 yılından ilk defa Konyalı 8 semazenden biri olarak anma törenlerine katıldım. 1977 yılında Geleneksel Hz. Mevlana’yı Anma törenlerinde Semazenbaşı olarak görev almaya başladım. Bu görev dahilinde semazen yetiştirilmesinden sorumlu olarak onlarca semazen yetiştirdim. 1991 yılında Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğunun kurulması ile birlikte Postnişin olarak görev almaya başladım. 2012 yılında 65 yaşında topluluktan emekli oldum” diyerek, uzun yıllar yurtiçi ve yurtdışında Hz. Mevlana’yı Anma ve Sema etkinliklerinde Semazen, Semazenbaşı ve Postnişin olarak görev yaptığını kaydeden Holat, Sema’ın yozlaşmasına fırsat vermeden, Mevlevi adab ve erkanına uygun şekilde yapılmasında ve korunmasında çok büyük katkılarda bulunduğunu, Hz. Mevlâna’nın yolunda 50 yılı aşkındır aynı hizmet aşkı ile hizmet ettiğini söyledi.
‘SEMA BİR ZİKİR HAREKETİDİR’
İlk Sema’nın Hz. Musa ile Tur Dağı’nda başladığını söyleyen Holat: “Hz. Musa, Firavundan kurtulduktan sonra Allah onu 30 gün Sina’ya çekiyor ve o kadar güzel haller yaşıyorlar ki, Hz. Musa ‘’Ya Rabbi seni görmek istiyorum’’ diyor. Allah ’seninle konuşabilirim ancak beni göremezsin o Muhammed’e mahsustur’’ diyor. Hz. Musa ısrar edince Allah da ‘Tur Dağı’na bak’ diyor. Bakınca da Tur Dağı eriyor. Hz. Pir der ki: ‘İnsanın kalbindeki dünya işleri, Allah oraya tecelli ederse aynı Tur Dağı gibi erir’ der. Tur Dağı’nın eridiğini gören Hz. Musa kalkıp dönmeye başlıyor. Dönmek insanın fıtratında var. İnsanlar yaratılmadan evvel meleklerin yaratılışında da dönüşler, zikirler var, niyazda duruşları var. Sema da bir zikir hareketidir. Semadaki hal ve hareketlerin tümü Hz. Mevlana’ya mahsus değil. Dönüş şekilleri, selam verme şekilleri evrenin dönüş şekli gibidir. Yani sola doğru dönülür. İnsanlar sağa doğru dönemezler yani evrenin aksi yönde dönmeye çalışırsan sendeler düşersin. Semada her şey var. Dua var, niyaz var, musiki var. Musiki de Allah’a yaklaşma yollarından biridir.” dedi.
‘ALLAH’IN İLK EMRİ SELAM’DIR’
Bu yılki etkinliklerin ana teması olan “Selam Vakti” ne de dikkat çeken Holat, “Sema esnasında verilen dört Selam’ın ne anlama geldiğini şöyle anlattı: “Selam, Allah’ın Adem Aleyhisselam’a ilk emridir. Allah Hz. Adem’e ‘Şu zümreye selam ver diyor.’ Hz. Adem selam veriyor ve Cenab-ı Allah’a, ‘Yarabbi bu zümre kimlerdir.’ diye soruyor. Allah, ‘Onlar meleklerdir.’ diyor. Melekler verilen bu selamın karşılığını veriyorlar. Bizim hayatta örnek olarak tuttuğumuz bazı şeyler var. Allah’ın verdiği ilk emirlerinden biri selamdır. Semada da dört selam veriliyor. Bu dört selam neyi ifade ediyor. Benim özellikle üzerinde durduğum birinci selam, kudreti ilahidir. Allah’ın kudreti varlığı, dünyayı yaratmasıdır. İkincisi hikmettir. Dünya’da olan hadiseler. Üçüncüsü, güç ve kuvvettir. Dördüncüsü ise her halükarda Allah’ın yardımı ve onunla olmamız. Allah’la beraber olmanın bütün ibadet ve tahatlarda yürürken, yerken, içerken, yatarken hep düşüncemiz, fikrimiz. Allah için yapılan şeyler.” dedi.
‘EŞYAYI ÖPMEK PEYGAMBER EFENDİMİZİN SÜNNETİDİR’
Mevlevilerin günlük yaşantısına da değinen Holat, Mevlevilerin günlük hayatta sanatkarlıkları ve ince davranışlarıyla öne çıktıklarını ifade ederek, Mevlevilikte eşyanın öpülmesine açıklık getiren Holat, neden eşyaları öptüklerini şu örneklerle aktardı. Biz yorganı elimize aldığımız zaman öperiz. Çay bardağını öperiz. Yere otururken, secdeden kalkarken yeri öperiz. Bu çok enteresandır. Bu davranış Peygamber Efendimizin sünnetine dayanır. Mekke’nin fethinde Resulullah Efendimiz Hacerü'l-esved taşını öptü. Elini kaldırdı selam verdi. Elindeki asasını Hacerü'l-esved taşına değdirdi ve asayı öptü. Biz bir eşyayı öpmeyi, Resulullah’ın sünnetinden öğrendik. Mevlevilikte ‘Baş Kesme’nin ne anlama geldiğini de ifade eden Holat: “Baş kesme selamda karşısındakine tanzim durmak karşısındaki insana tanzim etmek. Ona saygı duymaktır. Bugün aynısını Japonlarda yapıyor.” Mevlevilikte mutfak kültürü ile ilgili de bilgiler veren Holat: “Mevlevilikte Mutfak’a, Matbah-ı Şerif deniyor. Mutfak deyince yeme, içme, kültürü üzerine tasavvufta veya dinde tıka basa doymak çeşitli şeylerde israf etmek öyle bir anlam çıkarılmamalı. Bizim mutfağımız esas olarak İnsandan insan yetiştirmenin mutfağa benzetilmesi ile alakalıdır. Hz. Mevlana’nın ‘İlim ve hikmet helal lokmadan doğar.’ sözüyle, helal lokma ve mutfak bağlantısı şöyle, dergaha yeni gelen derviş adayı mutfakta öncelikle saka postunda oturur ve 18 gün olan biteni takip eder. Eğer bunu kalben içini sindirebiliyorsa dervişliğe ilk adımını atmış ve oraya girmiş olur.” dedi. Program, Mustafa Holat’ın okuduğu ‘Gülbang’ duası ile son buldu.
Kaynak: Rahmi Dalmaç
BENZER KONULAR
İBB Her iİk Araçtan Birini Platform Turizm'den Kiralamış
Başkan Meşe Zabıta Haftasını Kutladı
Başkan Tutal ve Belediye Personeli Kan Bağışında Bulundu
Filistin Vakfından Saadet Partisine Ziyaret
Güzel Sanatlar Fakültesi’ne “Hayırlı Olsun” Ziyareti
T.C Tarım ve Orman Bakanlığı İle BM Dünya Gıda Örgütü (Fao)'dan Ortak Proje
Çiftçiyi Topraktan Uzaklaştırmayın
Başkan Altay, Konya’ya Verdiği Müjdeler İçin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Teşekkür Etti
2. Uluslararası Avrasya Mikoloji Kongresi Başladı
Konya SMMMO 'dan Saadet Partisne Ziyaret
Ziyaretçi Yorumları
Bu Habere Henüz Yorum Eklenmemiş.
KÜLTÜR-SANAT |
İŞ DÜNYASI |
TEKNOLOJİ |
EĞİTİM |
DÜNYA |