ABD’de Yaşayan Suriyeliler, PYD’ye Verilen Destekten Şikayetçi
Türkiye’nin uluslararası alanda daha etkin bir rol üstlenmesi hedefiyle ABD’de gerçekleştirdiği yoğun faaliyetlerle öne çıkan Washington DC merkezli düşünce kuruluşu Turkish Heritage Organization (THO), “Suriye’de ABD-Türkiye İşbirliği ve ABD’nin Ortadoğu’daki Rolü” başlıklı bir panel düzenledi. 27 Şubat 2017 Pazartesi günü Washington DC’deki The National Press Club’da (Ulusal Basın Kulübü) gerçekleştirilen panelde katılımcılar, Suriye'de güvenli bölge olasılıkları ve koşullarını masaya yatırarak bölgedeki mevcut durum hakkında değerlendirmelerde bulundular.
Kalabalık bir izleyici topluluğunun takip ettiği panelde moderatörlüğü Al-Hayat gazetesinin Washington Büro Şefi Joyce Karam üstlenirken, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıdemli Askeri Danışmanı Albay Richard Outzen, Ortadoğu Barışı İçin S. Daniel Abraham Merkezi’nin Başkanı Robert Wexler ile Suriyeli Muhaliflerin Yüksek Müzakere Komitesi Siyasi Danışmanı Bassam Barabandi konuşmacı olarak yer aldı.
Turkish Heritage Organization Başkanı Ali Çınar, yaptığı açılış konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: “Türkiye’nin elindeki somut kanıtlar PYD ve YPG ile PKK arasındaki bağlantıyı net bir şekilde ortaya koyuyor. YPG’nin PKK ile olan bağlantıları nedeniyle, ABD’nin Kuzey Suriye’de YPG’ye verdiği destek Türkiye açısından rahatsızlık yaratan bir durum. Bu nedenle DEAŞ’ın saf dışı edilmesi süreci, PYD ve YPG’nin pozisyonunun güçlenmesine yol açmamalı. NATO üyesi ülkeler olarak Türkiye ve ABD birbirlerinin ulusal güvenliğine zarar getirmeyecek bir yaklaşımla bu konunun üstesinden gelmeliler. Son dönemde üst düzey ABD’li yetkililerin Türkiye’deki mevkidaşlarına yaptıkları ziyaretler her iki ülkenin de bu konuya ne kadar ciddi yaklaştığını ve son dönemde yaşanan anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için önemli çaba harcadığını ortaya koyuyor.”
Albay Richard Outzen: “Oluşturduktan sonra güvenliğini korumayı başaramayacaksak, güvenli bölge kuramayız.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Kıdemli Askeri Danışmanı Albay Richard Outzen, Suriye'de kurulması gündemde olan güvenli bölgenin taraflar arasında diplomatik görüşmeler sonucu oluşturulabileceğini belirtti. Outzen konuşmasında güvenli bölge konusunun farklı boyutlarının da olduğunu ifade ederek, güvenli bölge oluşturmanın doğal olarak belirli bir maliyeti olacağını ama bunun, şu anda harcanan miktardan daha fazla olmayacağını söyledi. Outzen, “Oluşturduktan sonra güvenliğini korumayı başaramayacaksak, güvenli bölge kuramayız. Güvenliği sağlayacak kara birlikleri olmalı ve bunlara mutlaka havadan da destek verilmeli. Bununla birlikte bölgenin içine intihar bombacısı gibi saldırgan unsurların girmesinin mutlaka engellenmesi gerekir,” dedi.
Albay Richard Outzen, Türkiye ile ABD arasında dayanışmanın arttığını ve bunun özellikle de Suriye'nin kuzeyi için geçerli olduğunu belirtti: “Genel olarak baktığımızda yakın zamana kadar ilişkilerin bu boyutta olmadığını görüyoruz. Bahsettiğimiz dayanışma sadece Suriye’de değil ve farklı birçok bölgede ortak çalışmalar yürütüyoruz. Tüm bunlar Türkiye’nin ABD için ne kadar önemli bir müttefik olduğunu gösteriyor.”
Ortadoğu Barışı İçin S. Daniel Abraham Merkezi’nin Başkanı Robert Wexler ise güvenli bölge konusunda uyarılarda bulunarak konunun taşıdığı hassasiyetin tüm taraflarca kavranması gerektiğini hatırlattı. Wexler, “Güvenli bölge Rusya tarafından ihlal edilirse o zaman ABD nasıl bir adım atacak? Trump'ın bu soruyu sorarak hareket etmesi gerekiyor,” dedi. Trump’ın seçmenlerinin DEAŞ’ın ortadan kaldırılması konusunda büyük bir hassasiyete sahip olduklarını belirten Wexler, Trump’ın ABD’yi tekrar savaşa sürüklemesini kendi seçmeni dahil hiç kimsenin kabul etmeyeceğini dile getirdi.
Bassam Barabandi: “YPG’ye verilen destek bugüne kadar bize verilmedi.”
Suriyeli Muhaliflerin Yüksek Müzakere Komitesi Siyasi Danışmanı Bassam Barabandi, terör örgütü DEAŞ’a karşı mücadelede yeterli desteğin kendilerine verilmesi durumunda Suriye’de herhangi bir yabancı orduya ihtiyaç duymayacaklarını ifade etti. Barabandi düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “DEAŞ'ı böylece bitirebiliriz. YPG’ye verilen destek bugüne kadar bize verilmedi. Suriye’yi artık sadece DEAŞ’la mücadele bağlamında ele almamak gerekiyor. Esed yönetiminin hâlâ ayakta kalabilmesinin unsurlarını iyi değerlendirmeliyiz. Öte yandan YPG’nin nasıl başladığını iyi görmek ve yaptıkları birçok faaliyetin kimin kapısına çıktığını iyi değerlendirmek gerekiyor.”
Kaynak: Haber Merkezi
BENZER KONULAR
Avustralya'nın Türkiye Büyükelçisi Marc Innes-Brown: "Türkiye Mülteciler Konusunda Çok Eli Açık Davrandı" dedi
Çin Yeni Yılı Ve Bahar Bayramı Başladı
Tarihten Bugüne Adım Adım Kudüs
Osmanlı Amerika’yı Selden İrlanda’yı Kıtlıktan Kurtardı
Konya ve Japon İtfaiyeleri Arasında İşbirliği Devam Ediyor
Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman: “ABD’nin Kudüs Kararı Orta Doğu Siyasetinde Yeni Bir Dönem Açacak”
Rusya, Suriye, İran ve Türkiye
Filistin’in Umudu; Türkiye
Kızılay, İdlib’te Tüm İnsani Yardım Önlemlerini Aldı
Filistinli Esirlerin ‘Takas’ Umudu
Ziyaretçi Yorumları
Bu Habere Henüz Yorum Eklenmemiş.
KÜLTÜR-SANAT |
İŞ DÜNYASI |
TEKNOLOJİ |
EĞİTİM |
DÜNYA |